-
-
-
Talebi karşılamak
- Meet the demand
- (Meet the demands of modern life)
- (There is a huge demand for new cars.)
-
-e rağmen
- 1. Despite
- 2. In spite of
- (Despite the rain, I went out.)
-
Engel olmak, çatışmak
- interfere with (v)
- (Anxiety can interfere with children's performance at school.)
-
Burnunu sokmak, (birisinin işine) karışmak
Interfere (v)
-
Karşılaşmak, rastlamak
- Encounter (v)
- Come across (v)
- Run into (v)
-
Adapte olmak, uyum sağlamak
Adapt to (v)
-
Adaptasyon, intibak (uyum sağlama)
- Adaptation (n)
- (Adaptation to a new environment/school/city/job)
-
Tehdit
- Threat (n)
- (The country is under the threat of war.)
-
Tehdit etmek
- Threaten (v)
- (He threatened to kill us.)
-
Tehditkâr
- Threatening (adj)
- (His voice sounded threatening.)
-
Büyük bir çoğunlukla
Predominantly (adv)
-
Çoğu, genelde, baskın olan
Predominant (adj)
-
Yıkılmak, çökmek
Collapse (v)
(The buildings collapsed after the 9/11 attacks.)
-
-
Depresyona sokmak
Depress (v)
-
Öznel, kişisel bakış açısı ile
Subjective (adj)
-
Sinir bozucu, rahatsız edici, gıcık)
annoying (adj)
(Traffic jam is annoying.)
-
Objektif, nesnel, tarafsız
Objective (adj)
-
Amaç, hedef
- Aim (n)
- Purpose (n)
- Target (n)
- Goal (n)
- Objective (n)
-
Yaygın, geniş çaplı, kapsamlı
Extensive (adj)
-
Değerlendirmek (öğretmenin sınav kağıdını değerlendirmesi gibi)
Evaluate (v)
-
Muazzam, heybetli, kocaman
Tremendous (adj)
-
olağanüstü düzeyde, son derece
Tremendously (adv)
-
-
1. Algılama
2. Algı
Perception (n)
-
1. Sinirlendirmek, kızdırmak
2. Tahriş etmek
Irritate (v)
-
1. Sinir bozucu
2. Tahriş edici
Irritating (adj)
-
Sırf, salt, yalnızca, only
Merely (adv)
-
Öngörülebilir
Predictable (adj)
-
Öngörülemez
Unpredictable (adj)
-
-
Direnmek, karşı koymak, mukavemet etmek
Resist (v)
-
Direnç, rezistans
Resistance (n)
-
Özellik
- 1. Characteristic
- 2. Feature
- 3. Trait (personality traits)
- 4. Attribute
- 5. Property
-
-
-
Uyarmak, uyarıcı etki yaratmak
Stimulate (v)
-
öngörülebilirlik
Predictability (n)
-
Öngörülemezlik
Unpredictability (n)
-
-
Kesinlikle (3.0076=3.0076)
Exactly
Accurately (adv)
-
Uyarıcı etken
- Stimulus (singular noun)
- Stimuli (plural noun)
-
uyarılmış
Stimulated (adj)
-
Girişim, teşebbüs
Attempt (n)
-
Teşebbüs etmek, girişimde bulunmak
Attempt (v)
-
Bağdaştırmak
Associate with (v)
-
-
-
1. Önlem, tedbir
2. Ölçü
Measure (n)
-
Gerekli önlemleri almak
Take the necessary measures
-
-
-
Endişe
Concern (n)
(The main concern is to be able to provide for his family.)
-
-
-
-
Alışmak
Become used to + noun/ verb+ing
-
Geri çekilme
Withdrawal (n)
-
Geri çekilmek
Withdraw (n)
-
-
(Bir sebebe) dayandırmak, atfetmek
- Attribute to (v)
- (Obesity can be attributed to bad habits.)
- (I attribute my success to hard work.)
-
1. Mal mülk
2. Özellik
Property (n)
-
-
-
1. Derhal olan, çabuk, hızlı
2. Acil
Immediate (adj)
-
-
-
-
-
-
alttan yukarıya ittirmek
artırmak (fiyat)
Boost (v)
-
(Değerini) tahmin etmek, değer biçmek
Estimate (v)
-
Olgun (daha çok insanlar için)
Mature (adj)
-
Make better, daha iyi hale getirmek
-
-
Sık sık / often
Frequently (adv)
-
Nedenini açıklamak, hesap vermek
Account for (v)
-
-
İlgilendirmek; alâkadar etmek
Concern (v)
-
About (hakkında)
Concerning (adv)
I will help you with the problems concerning your exam.
-
-
Yapabilirlik, yapabilme kapasitesi olma
Capability (n)
-
-
Sakatlık (engel)
Disability (n)
-
Yapılabilirlik
Doability (n)
-
1. Canlılık
2. Yaşayabilirlik
Viability (n)
-
Baş harfler
Initial letters
|
|