5_5 The Woman in White - Kelimeler.xlsx

  1. make a purchase
    alım yapmak
  2. speak ill of
    i kötülemek
  3. make approaches to smb
    e yönelmek, yakın durmaya başla.
  4. recollection
    anı, hatıra, hatırlama
  5. maid
    hizmetçi, evlenmemiş kız
  6. without rhyme or reason
    anlamsız, saçma, mantıksız
  7. rhyme
    kafiye, uyak
  8. accord with
    e uygun olmak, e yakışmak
  9. turn out badly
    kötü bir şekilde sonuçlanmak
  10. household
    ev (noun); eve ait (adj)
  11. all to common
    pek bilindik
  12. frenzy
    cinnet, çılgınlık; çıldırtmak
  13. beat up
    saldırmak, dövmek
  14. treachery
    hainlik, ihanet
  15. misery
    sefillik, perişanlık
  16. scandalmonger
    dedikoducu (noun)
  17. all through my life
    hayatım boyunca
  18. all through …
    … boyunca
  19. declare (to smb.)
    (e) açıklamak, beyan etmek
  20. be in possession of
    e sahip/hakim olmak, si olmak
  21. devoted
    sadık, özverili
  22. devote
    adamak
  23. confide
    güvenip (sırrını) açmak/söylemek
  24. defiant
    karşı koyan, muhalif, cüretkar
  25. contempt
    aşağılama, kibir; hor görmek
  26. parish
    papazın/kilisenin dini bölgesi
  27. parish clerk
    kilise katibi
  28. grudge
    garez, kin, hınç
  29. flicker
    titrek ışık/alev; titreyerek yanmak
  30. possessor
    sahip (noun)
  31. estate
    emlak, konak, arsa, miras
  32. descendant
    nesilden olan, torun, oğul (noun)
  33. burst out laughing
    kahkahayı basmak/patlatmak
  34. fury
    hiddet, sinir
  35. vestry
    emanet (noun), kilisede e. odası
  36. think over
    iyice düşünmek
  37. retire to rest
    uyumaya gitmek
  38. on foot
    yürüyerek, yayan
  39. remark
    belirtmek, açıklamak; yorum, görüş
  40. rotten
    çürük, çürümüş
  41. dishearthen
    umudunu/cesaretini/ümidini kırmak
  42. dishearthened
    ümidini kaybetmiş, cesareti kırılmış
  43. delay
    gecikme; gecikmek, ertelemek
  44. volume
    hacim, cilt (noun)
  45. stifle
    boğmak
  46. wonder at
    e şaşırmak, hayret etmek
  47. reckless
    korkusuz, umursamaz
  48. disclosure
    ifşa
  49. at one blow
    bir vuruşta
  50. rank
    rütbe, aşama
  51. throb
    nabız atmak, kalbi çarpmak
  52. rob smb. of smt.
    birini den mahrum/yoksun bırakmak
  53. lane
    dar yol, şerit
  54. unintelligible
    anlaşılmaz
  55. lantern
    fener
  56. strike a match
    kibrit çakmak
  57. thump
    yumruk burmak, vurmak
  58. scream for help
    yardım istemek
  59. doomed
    kaderine terk edilmiş, mecbur
  60. rattling sound/noise
    zıngırtı, tıkırtı
  61. rattle
    tıkırdamak, tıngırdamak
  62. glare
    parıltı, ışıltı, parlaklık
  63. hoof
    toynak
  64. at full gallop
    dörtnala, doludizgin
  65. break news
    haberleri aktarmak, bilgi vermek
  66. break the news (to)
    (e) (kötü) haber vermek
  67. embitter
    hırçınlaştırmak, gücendirmek
  68. enlist
    kaydolmak (ask.), (destek) sağla.
  69. association
    birlik, dernek, ortaklık
  70. prior to
    den önce
  71. flatter
    yalakalık etmek
  72. forge
    sahtesini yapmak
  73. allowance
    harçlık, ödenek; izin
  74. undoing
    mahvolma sebebi, felaket sebebi
  75. let out
    salıvermek, dışarıya bırakmak
  76. unbalanced
    deli, dengesiz
  77. assurance
    güvence, teminat
  78. be ignorant of
    hakkında bilgisi/haberi olmamak
  79. set foot on
    e ayak basmak, e gelmek
  80. set foot in
    de bulunmak,e gelmek
  81. reckon
    tahmin etmek, saymak (zannetme)
  82. reckon with
    ile hesaplaşmak, i dikkate almak
  83. impenetrable
    anlaşılamaz, çözülemeyen (sır) (adj)
  84. gloom
    kasvet, hüzün
  85. prosectuion
    dava, kovuşturma
  86. take action (against smb.)
    (e) harekette bulunmak, dava açmak
  87. claim back smt. From smb.
    i birinden geri istemek
  88. threaten (to V1)
    (… yapmakla) tehdit etmek
  89. pack
    ambalajlamak, bavul hazırlamak
  90. trunk
    bavul, (araba) bagaj
  91. intrusion
    izinsiz/zorla girme, davetsiz gelme
  92. laugh (smb.) to scorn
    (ile) alay etmek, (i) aşağılamak
  93. fetch
    gidip getirmek, gidip almak
  94. cabman
    taksici
  95. write out
    doldurmak, elle tamamını yazmak
  96. watchful
    dikkatli, tetikte
  97. hasten
    hızlandırmak, acele etmek/ettirmek
  98. get back
    geri dönmek
  99. state of mind
    ruhsal durum
  100. deception
    aldatma, hile
  101. put smt. to rights
    i yoluna koymak
  102. efface (from)
    (den) yok etmek, silmek, gidermek
  103. tombstone
    mezar taşı
  104. engrave
    kazımak, oymak, işlemek
Author
ferhat500
ID
353302
Card Set
5_5 The Woman in White - Kelimeler.xlsx
Description
zkelimeler
Updated