2 Stories to Surprise You - Kelimeler.xlsx

  1. have a drink
    (içki) içmek
  2. exclaim
    haykırmak, bağırmak
  3. walk out
    yürümek
  4. venturer
    ortak girişimci/sermayeci
  5. by nature
    doğuştan, doğası gereği
  6. wandering
    amaçsızca dolaşma
  7. look across
    karşıya bakmak
  8. be tired of
    den bıkmak/usanmak
  9. downtown
    çarşı, şehir merkezi
  10. nearby
    yakındaki, yakın
  11. take a chance
    riske girmek, şansını dene.
  12. toss
    yazı tura için atmak
  13. hunt for
    aramak, izini sürmek
  14. gambler
    kumarbaz
  15. put into words
    kelimelere dökmek, dile g.
  16. of a sort
    aynı türden
  17. fountain
    çeşme, kaynak
  18. get away
    kaçmak, kurtulmak
  19. motion to smb.
    birine el ile işaret etmek
  20. someday
    bir gün, günün birinde
  21. come over (smw.)
    (bir yere) uğramak, gelmek
  22. point to
    işaret etmek, dikkat çek.
  23. temptation
    cezbedicilik, ayartma
  24. get in the way
    araya girip engellemek
  25. make a trip
    (önceden k.) seyehate çık.
  26. customs
    gümrük
  27. have trouble (with)
    (ile) sıkıntı yaşamak
  28. smuggle
    (gümrükten mal) kaçırmak
  29. look over
    gözden geçirmek, incelem.
  30. take smt. to smw.
    götürmek
  31. every now and then/again
    ara sıra, arada bir
  32. easy manner
    rahatlık, rahat tavırlar
  33. sometime
    bir ara, bir gün
  34. get in (the car)
    (arabaya) binmek
  35. drive away
    (arabayla) uzaklaşmak, kov.
  36. whistle
    ıslık çalmak; ıslık, düdük
  37. armistice
    ateşkes
  38. dock
    rıhtım
  39. tick
    (saat) tik tak etmek, çalışm.
  40. bring over
    karşıya geçmek, getirmek
  41. have a drink
    (içki) içmek
  42. exclaim
    haykırmak, bağırmak
  43. walk out
    yürümek
  44. venturer
    ortak girişimci/sermayeci
  45. by nature
    doğuştan, doğası gereği
  46. wandering
    amaçsızca dolaşma
  47. look across
    karşıya bakmak
  48. be tired of
    den bıkmak/usanmak
  49. downtown
    çarşı, şehir merkezi
  50. nearby
    yakındaki, yakın
  51. take a chance
    riske girmek, şansını dene.
  52. toss
    yazı tura için atmak
  53. hunt for
    aramak, izini sürmek
  54. gambler
    kumarbaz
  55. put into words
    kelimelere dökmek, dile g.
  56. of a sort
    aynı türden
  57. fountain
    çeşme, kaynak
  58. get away
    kaçmak, kurtulmak
  59. motion to smb.
    birine el ile işaret etmek
  60. worry over smb.
    (birisi) için endişelenmek
  61. hay fever
    saman/bahar nezlesi
  62. wear smt. out
    (bir şeyi) yıpratmak
  63. worn-out
    yıpranmış, kırık dökük, eski
  64. safe
    kasa
  65. electric wiring
    (binadaki) elektrik tesisatı
  66. hook
    çengel, kanca
  67. stir
    kımıldamak, (duygu) uyan.
  68. take up 1
    (yer/zaman) kaplamak
  69. burglar; burgler
    hırsız (ev/bina); soymak
  70. wire
    tel, kablo
  71. sneeze
    hapşırmak
  72. handkerchief
    mendil
  73. doorway
    giriş, kapı aralığı
  74. find out
    anlamak, bulmak, öğrenm.
  75. rub against
    e sürtünmek
  76. fireplace
    şömine
  77. ornament
    takı
  78. straighten
    düzeltmek, toplamak
  79. smile at smb.
    e gülümsemek
  80. just in time
    tam vaktinde, son anda
  81. nod
    kafa sallamak (onay)
  82. inconvenience
    zahmet; zahmet vermek
  83. rob
    soymak
  84. lighter
    çakmak
  85. mend
    onarmak, tamir etmek
  86. get the chance
    şansını yakalamak
  87. profession
    meslek, uzmanlık
  88. get angry
    öfkelenmek, sinirlenmek
  89. clerk
    katip, yazman
  90. curtain
    perde
  91. wait upon
    hizmet etmek, servis yap.
  92. be made (up) of
    den oluşmak
  93. costly
    pahalı, lüks
  94. beef
    sığır eti
  95. stew
    yahni, güveç
  96. lamplight
    lamba ışığı
  97. snowwhite
    bembeyaz
  98. linen
    keten bez
  99. tear smt. open
    bir şeyi yırtarak açmak
  100. stiff
    katı, sert
  101. stammer
    kekelemek
  102. heartbroken
    kalbi kırık, üzgün
  103. count in
    hesaba katmak, saymak
  104. draw near (to)
    (e) yaklaşmak
  105. pale
    solgun; rengi solmak
  106. convince
    ikna etmek, inandırmak
  107. lend
    ödünç vermek
  108. utter
    söylemek, dile getirmek
  109. bracelet
    bileklik, bilezik
  110. splendid
    mükemmel, müthiş
  111. leave with smt./smb.
    ile gitmek, ayrılmak
  112. graceful
    zarif, ince, hoş
  113. consent
    razı olmak; rıza, onay
  114. hurry away
    aceleyle uzaklaşmak
  115. cab
    taksi, fayton
  116. as though
    sözde, sanki
  117. by day
    gündüz
  118. lifelessly
    ölü/durgun bir şekilde
  119. sign away
    haklarından imz. feragat e.
  120. terrify
    korkutmak
  121. enter into agreement
    sözleşme yapmak
  122. fiercely
    şiddetle, kızgın bir şekilde
  123. add up
    toplamak
  124. hang down
    sallanmak, öne sarkıtmak
  125. quarter
    çeyrek; mahalle, bölge
  126. for one's sake
    ın hatırı/iyiliği için
  127. grief
    keder, üzüntü, dert
  128. moved
    etkilenmiş
  129. at the most
    en fazla, olsa olsa
  130. light
    yakmak; ışık
  131. puzzled
    şaşkın
  132. plain
    sade, düz
  133. purloin
    çalmak, hırsızlık yapmak
  134. possession
    sahiplik, varlık, mal mülk
  135. bold
    cesur, cesaret isteyen
  136. slip into
    sıkıştırmak, giymek (giysi)
  137. drawer
    çekmece, çekmece gözü
  138. determined
    kararlı, azimli; belirlenmiş
  139. rightful
    yasal, meşru, gerçek (adj)
  140. in despair
    çaresizlik içinde
  141. thoroughly
    etraflıca, derinlemesine
  142. search for
    i araştırmak
  143. concerned
    ilgili, endişeli
  144. bookshelf
    kitaplık, kitap rafı
  145. pin
    raptiye
  146. hollow out
    oymak, kazmak
  147. wrapped
    sarılı, paketlenmiş
  148. rung
    ayak desteği (sandalye)
  149. joint
    eklem, ek yeri
  150. grain
    tane; tahıl
  151. glue
    tutkal; yapıştırmak
  152. make noise
    gürültü yapmak
  153. take to pieces
    parçalamak, parçalara ayır.
  154. bedclothes
    yatak takımları, çarşaf
  155. number
    numaralamak, saymak
  156. take trouble
    zahmet etmek
  157. binder
    cilt, tutkal
  158. book cover
    kitap kapağı
  159. rug
    kilim, halı
  160. needless
    gereksiz, boşuna
  161. in what way
    ne/hangi şekille/yolla
  162. take advice
    tavsiye almak
  163. give advice
    tavsiye vermek
  164. unlock
    kilidini açmak
  165. reason
    sonuç çıkarmak, düşünmek
  166. decide on
    seçmek, karar vermek/kıl.
  167. compare with
    ile karşılaştırmak
  168. sticking
    yapışkanlı
  169. carry out
    gerçekleştirmek, uygulam.
  170. drive to smt. (situation)
    e düşmek, sürüklenmek
  171. complain of/about
    den yakınmak
  172. ribbon
    şerit, kurdele, bant
  173. nail
    çivi; çivilemek
  174. mantelpiece
    şömine rafı
  175. crushed
    ezilmiş
  176. tear smt. up
    (yırtıp) parça parça etmek
  177. careless
    ilgisiz, umursamaz
  178. fool
    kandırmak; salak
  179. go around
    gezinmek, dolaşmak
  180. rack
    raf
  181. card rack
    kartvizit rafı/dolabı
  182. neat
    düzenli
  183. be in the habit of
    e alışmak, alışkanlı. olmak
  184. get in the habit of
    i alışkanlık edinmek
  185. press smt. out (of smt.)
    bir şeyi basarak çıkarmak
  186. fold in
    kıvırmak
  187. glove
    eldiven
  188. walking stick
    baston
  189. disturbance
    rahatsızlık, kargaşa
  190. fire
    kovmak, ateşlemek, yakm.
  191. bullet
    mermi, kurşun
  192. devote to
    e adamak
  193. pity
    acımak; acıma, merhamet
  194. dare to
    e cesaret etmek
  195. trick
    kandırmak; hile, aldatmaca
  196. deed
    iş, eylem, hareket
  197. be worthy of
    e layık olmak, değmek
  198. about time, too!
    geç bile kalındı
  199. be pleased with
    den memnun olmak
  200. get off
    (otobüs/tren/uçak) inmek
  201. get over
    (hast.) atlatmak, başa çık.
  202. inheritance
    miras, kalıtım
  203. say good-bye (to)
    (e) veda etmek
  204. lean forward
    öne/ileriye doğru eğilmek
  205. heavens, no!
    Allah korusun/muhafaza!
  206. die of
    den ölmek
  207. heart failure
    kalp yetmezliği
  208. come to a bad end
    sonu kötü bitmek/olmak
  209. correct
    düzeltmek; doğru
  210. family pride
    aile gururu
  211. teacup
    çay fincanı
  212. go over to
    e uzanmak
  213. glassful
    bardak dolusu
  214. will
    istek, irade, vasiyet; istem.
  215. on the edge of
    ın kenarında/kıyısında
  216. forehead
    alın
  217. urge
    dürtü; zorlamak
  218. urge smb. to
    e teşvik etmek, e zorlamak
  219. tear down
    yıkmak
  220. lodging house
    pansiyon
  221. run
    işletmek, çalıştırmak
  222. lean back
    arkaya/geriye yaslanmak
  223. cigar
    puro
  224. furnish
    (mobilya) döşemek
  225. persuade
    ikna etmek, razı etmek
  226. will of steel
    çelik irade
  227. smt./smb. of mystery
    esrarengiz/gizemli ...
  228. ledger
    hesap/kasa defteri
  229. prosecutor
    savcı
  230. soon enough
    yeterince çabuk, çok geçm.
  231. knock around
    hırpalamak
  232. reputation
    ün, şöhret
  233. blackmail
    şantaj; şantaj yapmak
  234. frightening
    korkutucu
  235. get a fright
    kormak
  236. start off
    yola çıkmak/koyulmak
  237. shutter
    kepenk, panjur
  238. squeak
    gıcırtı; gıcırdamak
  239. awfully
    son derece, çok
  240. get money
    para almak
  241. stick to
    e sadık/bağlı kalmak, yapış.
  242. a thing or two
    birkaç şey
  243. bend
    eğilmek, bükülmek
  244. knock out
    yere yıkmak, yenmek
  245. drag into
    e sürüklenmek
  246. necktie
    kravat
  247. over and over
    defalarca, üst üste
  248. pleasent
    tatlı, hoş, güzel
  249. dream of
    ın hayalini kurmak
  250. frame
    çerçeve; şekillendirmek
  251. full-figured
    balık etli
  252. bathing suit
    mayo
  253. wicked
    kötü, aşağılık, ahlaksız
  254. be fond of
    e bayılmak, den hoşlanmak
  255. fly
    sinek
  256. heel
    topuk
  257. untie
    çözmek
  258. take it on the lam
    sıvışmak, kaçmak (ARGO)
  259. go on the lam
    sıvışmak, kaçmak
  260. on the lam
    kaçak, firari
  261. be up to
    iş çevirmek, peşinde olmak
  262. make progress
    ilerlemek, aşama kaydetm.
  263. conspiracy
    komplo, suikast, kumpas
  264. pin on
    yüklenmek, üstüne almak
  265. confess
    itiraf etmek
  266. have to do with
    ile ilgisi/alakası olmak
  267. steel-gray
    çelik grisi (renk)
  268. tremble
    titremek
  269. bookkeeper
    muhasebeci
  270. get away with
    çalıp kalmak, yanına kalm.
  271. turn over
    teslim etmek
  272. imprison
    hapse atmak
  273. doubtful
    şüpheli, kararsız
  274. shoot a dirty look
    birine pis pis bakmak
  275. run over
    (araçla) çiğnemek, ezmek
  276. rub out
    öldürmek
  277. be freed from
    den serbest bırakmak
  278. make a bargain
    anlaşmaya varmak
  279. bargain
    pazarlık; pazarlık etmek
  280. take a trip
    seyahate çıkmak
  281. be in charge (of)
    (den) sorumlu olmak
  282. in cash
    peşin/nakit olarak
  283. binding
    cilt
  284. hand
    uzatmak, elden teslim etm.
  285. in plain sight
    görünürde
  286. reach into
    uzanmak, erişmek
  287. reach deep into smt./sw.
    derinlerine varmak, iç. uza.
  288. maiden
    bekar/evlenmemiş kadın (n
  289. bend over
    eğilmek
  290. dreamy
    hayalci, rüya gibi
Author
ferhat500
ID
353242
Card Set
2 Stories to Surprise You - Kelimeler.xlsx
Description
zkelimeler
Updated