-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
televizyon
televizyon programı
-
-
-
-
-
ilgisi olmak
to be interested
-
ne yapmayı çok sever?
what does he love to do?
-
ne yemeyi sever?
what does he like to eat?
-
neye ilgin var?
what are you interested in?
-
gazete okumaktan nefret eder
he hates reading the newspaper
-
-
çağırmak
to call (out), to shout
-
aramak
to call (s.o. on the phone), to look for
-
-
neresi acıyor
where does it hurt
-
bir ambulans çağırın!
call an ambulance!
-
kolum acıyor
my arm hurts
-
doktor bacağının kırıldığını düşünüyor
the doctor thinks your leg is broken
-
-
sanmak
sanırım öyle
- to guess, to assume, to think
- I think so, I assume so
-
bir dakika bekleyin
wait a minute
-
onun gibi şeyler
stuff like that
-
-
-
-
iyi tatiller!
happy holidays!
-
-
-
-
-
-
biniş kartı
boarding pass
-
-
-
-
-
-
-
-
-
göstermek
to show, to indicate
-
-
tutmak
taksi tutmak
- to hold, to keep, to take
- to take a taxi
-
-
-m olması gerekiyor
bir biletin olması gerekiyor
- I have to have
- You have to have a ticket
-
hangi şehri ziyaret edelim?
which city should we visit?
-
havaalanında pasaportunu göstermen gerekiyor
you have to show your passport at the airport
-
bir taksi tutmamiz gerekiyor
we have to take a taxi
-
-
-
-
-
-
-
-
yüzmeye gitmek
to go for a swim
-
çıkmak
to go, to date, to get (somewhere)
-
yürüyüşe çıkmak
to go for a walk
-
-
koşuya çıkmak
to go for a run
-
-
öğle yemeğine çıkmak
to go for a lunch
-
-
kalmak
to stay, to fail a class/an exam
-
-
-ecek, -acak
gideceğim
gideceğiz
- to be going to, will
- I will go
- We will go
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
bugünün tarihi ne?
what date is it today?
-
yeterince
enough, sufficient
-
-
-
teklif
teklif etmek
- offer
- to make an offer, to offer
-
anlaşma
bir anlaşma yapmak
- deal, agreement
- to make a deal, to make an agreement
-
|
|
