-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
karın ağrısı
stomach ache
-
-
-
-
-
-
-
-
tuvalet kağıdı
toilet paper
-
-meli (-malı)
-meliyim (-malıyım)
-melisin (-malısın)
- should; must
- I should, I must
- you should, you must
-
-
acımak
to hurt (to be painful), to pity
-
-
-
-
-
görünmek
to see (a doctor), to appear, to show up
-
bu acil bir durum
this is an emergency
-
sorun ne?
what's the problem?
-
iyi hissetmiyorum
I don't feel well
-
-
karnım ağrıyor
I have a stomach ache
-
bir doktora görünmelisin
you should see a doctor
-
-diği, -dığı, -düğü, -duğu
when, where, which
-
... ihtiyacı olduğunu ...
(that) he needs ...
-
doktor ilaca ihtiyacı olduğunu düşünüyor
the doctor thinks he needs medicine
-
-
geçmiş olsun
get well soon
-
-
-
hanımefendiler ve beyefendiler
ladies and gentlemen
-
bir zamanlar
once upon a time
-
-
sonsuza dek
ever after, forever
-
... ve sonsuza dek mutlu yaşadılar
and they lived happily ever after
-
-
hayatta olmaz!
not in a million years!
-
-
-
-
-
dikkat et!
watch out! look out!
-
-
-
-
-
-
-
-
-
mutfak ve oturma odası arasında
it's between the kitchen and the living room
-
-
-
-
-
-
cep telefonu
mobile phone
-
-
-
-
beni (bana)
seni (sana)
onu (ona)
bizi bize
onları onlara
- (to) me
- (to) you
- (to) him her
- us
- them
-
-
zaten
zaten bir telefonum var
- already (before now)
- I already have a phone
-
-
-
bana her gün bir hediye veriyor
he gives me a present every day
-
-
-
-
-
nokta
point (in numbers), full stop
-
-
üç kilo fazlam var
I weigh three kilos too much
-
bir ton ağırlığında
it weighs one ton
-
-
-
tekrarlamak
tekrarlayabilir misiniz?
- to repeat
- Can you repeat please
-
-
götürmek
to drive (s.o. somewhere)
-
yakın
kütüphane barın yanında
- close, near
- The library is near the pub
-
-
-
-
beni bu otele götürebilir misiniz lütfen
can you drive me to this hotel
-
-
|
|
