-
-
Köşebaşı, mihenk noktası, dönüm noktası
Cornerstone (n)
-
Olgun (insanlar için)
Mature (adj)
-
Olgunlaşmamış, toy
Immature (adj)
-
Olgun (sebze, meyva için)
Ripe (adj)
-
-
Cila (mobilya, ayakkabı)
Polish (n)
-
-
Boya (saç, kumaş boyası gibi)
Dye (n)
-
-
Buharlaşmak
- 1. Evaporate (v)
- 2. Vaporize (v)
- Vaporise (v)
-
Kil (toprak cinsi)
Clay (n)
-
Bir somun ekmek
- A loaf of bread
- 2 loaves of bread
-
Akıl hastalığı
Mental disorder (n)
-
-
Doymuş yağ
Saturated fat (n)
-
Doymamış yağ
Unsaturated fat (n)
-
Zaman zaman
Arasıra
- 1. Now and then
- 2. Once in a while
-
Destekçisi
Supporter (n)
Proponent (n)
-
-
-
Yetersiz beslenmiş
Undernourished (adj)
-
(Birşeyden başka birşeye) çeşitlilik göstermek
- 1. Vary from...to... (v)
- 2. Range from...to... (v)
-
Geleneksel
- 1. Conventional (adj)
- 2. Traditional (adj)
-
Çeşitlilik
Assortment (n)
-
(Birşeyden) şüphelenmek
Be suspicious about
-
İhtilaf, uyuşmazlık
Controversy (n)
-
Tartışmaya açık
Controversial (adj)
-
Eksiklik, yetersizlik, kusur
Deficiency (n)
-
Bozukluk, kusur, arıza
Defect (n)
-
Çözünür (suda, yağda)
Soluble (adj)
- (Soluble fats)
- (A soluble powder)
- (A soluble problem)
-
Üreme ile ilgili
Reproductive (adj)
-
1. Üremek
2. Kopyasını çıkartmak
Reproduce (v)
-
-
Böcek ilacı
Pesticide (n)
-
Suni gübre
Fertilizer (n)
-
Küresel ölçekte
On a global scale
-
Genetiği değiştirilmiş gıda
Genetically modified foods (GMO)
-
Dönük, sıkıcı, renksiz, soluk
Dull (adj)
-
-
Tedavi edilemez
Incurable (adj)
-
Süreyi uzatmak
Prolong (v)
-
-den kaynaklanmak
Originate from
-
Damar
- 1. Blood vessel (n)
- 2. Vein (n)
-
-
Kan basıncı, tansiyon
Blood pressure (n)
-
-
-
-
Cinsiyet (toplumda)
Gender (n)
-
Batıl inanç
Superstition (n)
-
Sınır
- 1. Border (n)
- 2. Borderline (n)
- 3. Frontier (n)
-
Kitlesel akın
İçeriye akış
Ülkeye yoğun giriş (döviz, sermaye vb.)
Influx (n)
-
-
Soyu tükenme tehlikesinde olan
Endangered (adj)
-
-
Telafi etmek
Compensate (v)
(Apologies will not compensate for this damage.)
-
Aksatmak, bozulmasına yol açmak
Disrupt (v)
-
Bütünlüğünü bozmak
Disrupt the integrity of + noun (v)
-
Dersi kaynatmak
Disrupt the lesson (v)
-
İçindekiler (gıdanın içinde olan malzemeler)
Ingredient (n)
-
Fransız mutfağı
French cuisine (n)
-
-
1. Doku
2. Kâğıt mendil
Tissue (n)
-
-
Derece derece, gitgide
Gradually (adv)
-
Durdurmak, durmak
Halt (v)
-
Canlandırmak, uyarmak
Stimulate (v)
-
-
Sürekli
- 1. Constantly (adv)
- 2. Continuously (adv)
- 3. Incessantly (adv)
- 4. Perpetually (adv)
-
İstikrarlı, sabit
Stable (adj)
-
Ortadan kaybolmak
Kayıplara karışmak
Vanish (v)
-
Dikkatini dağıtmak
Distract (v)
- (Distract attention)
- (Don't distract her from her studies.)
-
1. Karanlık
2. Az bilinen, pek tanınmayan
3. Belirsiz
Obscure (adj)
-
Mücadele etmek
Struggle (v)
-
Refah düzeyi yükselmek
Prosper (v)
-
-
İşkence, eziyet
Torment (n)
-
(Mikrop, zehir) bulaştırmak
Contaminate (v)
-
İzlemek, takip etmek (follow)
Pursue (v)
- (Pursue a strategy)
- (Pursue a policy)
- (Pursue a goal)
-
-
Konut, mesken, ikamet
Dwelling (n)
-
-
Engellemek
- 1. Inhibit (v)
- 2. Hinder (v)
- 3. Restrain (v)
-
-
Yaymak, dışarı salmak
Emit (v)
(This nuclear central emits radioactive particles.)
-
Derin
- 1. Profound (adj)
- 2. Deep (adj)
-
İçermek, kapsamak
- Involve (v)
- (The second accident involved 2 cars and a lorry.)
-
Kopyasını yapmak
Replicate (v)
-
Kaydolmak
Enrol (v)
- (Enrol in a school)
- (Enrol in a course)
-
Refah içinde, zengin
Prosperous (adj)
-
Düşünüp taşınmak, kafa yormak
Contemplate (v)
-
-
-
-
Savaş, çarpışma
Combat (n)
-
-
1. peygamber
2. Kahin
Prophet (n)
-
1.plan, taslak, tasarı
2. Şema
3. Entrika, dolap
Scheme (n)
-
-
Değer biçme, değerlendirme, tahmin
Appraisal (n)
|
|