-
-
-
-
-
-
wistful:
melankolik ve özlemli
-
-
to incorporate
to include
-
-
-
exclusive:
bir kişi veya bir gruba has, hariç tutan
-
to contrive:
bir yolunu bulmak, düşünmek
-
-
opaque:
1. şeffaf olmayan 2. kolay anlaşılmayan
-
-
to exhort:
1. teşvik etmek, urge 2. öğüt vermek
-
rhetoric:
söylem, konuşma
-
discourse
söylem, konuşma
-
-
to demarcate
sınır çizmek
-
to circumscribe
sınır çizmek
-
-
-
-
-
-
-
-
to vanquish/the vanquished:
yenmek/yenilmiş
-
debacle:
felaket, büyük yenilgi
-
mellifluous:
sweet sounding
-
-
providence:
1. fate 2. prudence
-
provident:
1. cimri 2. prudent
-
-
-
obsequious:
yalakalık yapan
-
-
sycophantic
yalakalık yapan
|
|