-
mild
hafif,ılımlı,yumuşak,kibar
-
cure
tedavi,çare,derman,çare bulmak,tedavi etmek
-
-
suffer
ıstırap çekmek,katlanmak
-
prove
ispat etmek,kanıtlamak
-
require
ihtiyaç göstermek,gerekli kılmak,muhtaç olmak
-
toward
uysal,yumuşak başlı
-
improve
değerini arttırmak,kıymetlendirmek,ıslah etmek,düzelme,ilerleme
-
-
treatment
tedavi,muamele,davranış
-
sufferer
ıstırap çeken kimse
-
throb (bing)
vurmak,çarpmak,zonklamak,titreşmek,çarpıntı
-
-
-
compare
mukayese,kıyas,karşılaştırma
-
compare with
ile karşılaştırmak
-
-
-
miss
vuramamak,kaçırmak,bayan(kız)
-
child
kadının doğum yapma hali,evlat,çocuk
-
-
produce
meydana getirmek,yapmak,ortaya çıkarmak
-
extreme
son derece,aşırı,uç
-
extremely
ziyadesiyle,aşırı derecede
-
prevent
önlemek,engellemek,durdurmak
-
react
tepki göstermek,reaksiyona girmek
-
exist
var olmak,mevcut olmak,bulunmak
-
recognize
kabul etmek,tanımak,itibar etmek
-
trigger
başlatmak,tetiklemek
-
-
advise
tavsiye etmek,nasihat vermek,akıl danışmak
-
blame
ayıplama,kabahat,kusur
-
-
treat
davranmak,muamele etmek
-
dispute
kavga,tartışmak,reddetmek,kabul etmemek
-
cluster
salkım,tutam,demet,küme
-
-
rub
ovamk,sürtmek,ovma,sürtme
-
-
contain
kapsamak,içine almak,ihtiva etmek
-
worsen
kötüleştirmek,fenalaşmak,kötüleşmek
-
warn
ikaz etmek,uyarmak,önceden haber vermek
-
effective
işe yarar,itibar olunur
-
curfew
sokağa çıkma yasağı,
-
experience
görmek,başından geçirmek,tecrübe etmek,deneyim tecrübe
-
order
emir vermek,buyurmak,ısmarlamak,sipariş etmek,düzenlemek,düzen,nizam,emir
-
order of the day
günlük emir
-
-
harmony
ahenk,uyum,seslerin uyması(müz)
-
accompany
bir kimseye arkadaş olmak,yanında bulunmak,eşlik etmek,refakat etmek
|
|