-
outnumber
sayıca çok olmak, fazla gelmek, (sayıca) -den çok olmak, sayıca üstün olmak
-
sell off
elden çıkarmak, elinden çıkarmak, hepsini satıp bitirmek, tümünü satmak
-
charging
ağırlaştırma, elektriklenme, şarj
-
repeatedly
defalarca, tekrar tekrar
-
attempt
girişimde bulunmak, kalkışmak, kalkışma, girişim
-
citizen
vatandaş, yurttaş
-
-
ruthless
acımasız, insafsız
-
proof
ispat, kanıt, geçirmez, işlemez
-
willing
gönüllü, hevesli, istekli
-
ethical
ahlaka uygun, ahlaki, etik
-
-
-
come up
- 1-yaklaşmak, yakınlaşmak
- 2-gündeme gelmek
- 3-çıkagelmek
-
-
-
eyeball
göz yuvarlağı, göz küresi
-
tape record
kaydetmek, kayda almak, banda kaydetme
-
-
difficulties
zorluklar, güclükler
-
-
-
indeed = actually
doğrusu, aslında, doğrusu istenirse
-
fortunately
şükür ki, neyse ki
-
-
-
foremost
en önemli, en önemli olan, herşeyden önce
-
leap
- 1- atlamak, sıçramak, sıçrayıs
- 2- atılmak, atılım
-
bound
- 1- sıçramak, zıplamak
- 2- zorunlu, mecbur
- 3- kuşatmak
- 4- sınırlarını çizmek
-
-
far between
nadiren, seyrek
-
controversial
anlaşmazlığa neden olan, ihtilaflı
-
controversy
anlaşmazlık, ihtilaf
-
issue
- 1- konu
- 2- (dergi/gazete) nüsha, (dergi/gazete) sayı
- 3-yayınlama, yayınlamak, yayın, yayım
- 4- sorun
- 5- tebliğ etmek
- 6- piyasaya çıkarmak
- 7-bildirmek, yayınlamak
- 8- akıntı, akma
-
attitude = behaviour
tutum, davranış
-
push around
gözünü, korkutmak, itip kakmak
-
medication
ilaç, ilaç tedavisi, ilaç verme
-
capable
becerikli, kabiliyetli
-
interact
birbirini etkilemek, etkileşmek, etkileşim içinde olmak
-
chemical
kimyasal, kimyevi
-
-
failure
bozukluk, arıza, başarızlık
-
respiratory
solunum, solunum ile ilgili
-
respire
nefes almak, soluk almak, solumak, soluklanmak
-
besides
ayrıca, bundan başka
-
-
-
absence
bulunmama, bulunmayış, yokluk
-
awareness
bilinçlenme, bilinçlilik, bilinç
-
-
quiet
sessiz, sakinleşmek
|
|