-
empty
bo , (of) den yoksun
-
enforce
uygulamak, tatbik etmek, yerine getirmek
-
enhance
artırmak, yükseltmek
-
entangle
karma karışık etmek
-
-
eradicate
kökünden söküp atmak, yok etmek
-
evacuate
boşaltmak, tahliye etmek
-
-
-
-
excel
çok iyi olmak, üstün olmak
-
exclude from
-in dışında bırakmak
-
execute
idam etmek, uygulamak, yerine getirmek
-
expanse
geniş alan, enginlik
-
expose
maruz bırakmak, sergilemek, duyurmak
-
extensive
geni , kapsamlı
-
-
fairy tale
peri masalları
-
falsify
hesap/kayıt tahrifat yapmak
-
-
-
flavour
tat, lezzet, çeşni
-
-
-
-
flourish
gelişmek, büyümek
-
-
forensic
mahkemeye ait, adli
-
fountain of youth
gençlik pınarı
-
fragile
kolay kırılan, kırılgan
-
framework
iskelet, karkas
-
fraud
dolandırıcılık, sahtekarlık
-
-
from all walks of life
hayatın her kesiminden
-
genetic disorders
genetik bozukluk
-
get obsessed with sth
aklına takmak, saplantı haline getirmek
-
get used to sth
bir şeye alışmak
-
get wrinkled
kırışmak, buruşmak
-
give a scream
çığlık atmak
-
give off
koku buhar çıkarmak, yaymak
-
-
gravel
çakıl döşemek, çakıl
-
-
grind
öğütmek, zor ve sıkıcı iş
-
-
harvest
hasat, hasat etmek, ürün, mahsul
-
-
-
|
|