-
-
-
-
rat
sıçan, (on) gammazlamak
-
rationing
pay, hisse, vesika ile dağıtmak
-
recipient
alan kişi, alıcı
-
-
recruit
asker toplama, işe almak
-
-
retain
alıkoymak, tutmak, hatırda tutmak
-
rot
çürümek, bozulmak, boş laf, zırva
-
-
-
set down rules
kural koymak
-
shotgun
çifte namlulu av tüfeği
-
-
-
-
-
sneeze
aksırmak, hapşırmak
-
-
stick into
batırmak, (on) yapıştırmak
-
strand
kıyı, sahil, kenar
-
supervise
gözetip denetlemek
-
-
sway
bir yansan öbür yana sallamak
-
tackle
çözmeye çalışmak, sıkıca yakalamak
-
-
-
thermal spring
termal kaynak
-
-
undercover
gizli yapılan, gizli çalışan
-
undergo
maruz kalmak, geçirmek
-
unrest
huzursuzluk, kargaşa
-
vibrate
titremek, titretmek
-
-
accusation of impropriety
uygunsuzluk suçlaması
-
-
-
anticipate
önceden tahmin edip ona göre davranmak
-
apparent
açık, belli, aşikar
-
appropriate for
bir şeye uygun olmak
-
attribute to
- e yormak, -e mal etmek, -e atfetmek
-
avidly
coşkulu, hevesli bir şekilde
-
battle at see
deniz savaşı
-
be absorb in sth
bir şeye tamamen kendini kaptırmak
-
be alert to sth
bir şeye tetikte olmak
-
be dismissed from
bir yerden kovulmak
-
be keen on sth
-e çok hevesli, e çok düşkün
-
be out of the question
söz konusu olamaz,
-
be overpopulated
yoğun nüfuslu olmak
-
be scared of sth
bir şeyden ödü kopmak
-
be soaked
ıslanmak, sırılsıklam olmak
-
be wrong of sb
bir kişi hakkında yanılmak
|
|