English Turkish 7

  1. scarcely
    • güçlükle, neredeyse, ancak
    • scheme plan, proje, entrika çevirmek
    • seat belt emniyet kemeri
    • self-defence nefsi müdafaa
    • set up kurmak
    • shell deniz kabuğu , mermi kovanı
    • show off gösteri  yapmak, fiyaka atmak
    • situation durum,  art, yer
    • smell koklamak, kokmak
    • snobbish züppe, küstah
    • soap opera sürekli TV dizisi, melodrama dizisi
    • sociable sosyal
    • spot benek, leke, seçmek, ayırt etmek
    • sprain burkmak, burkulmak
    • subscribe to abone olmak
    • sunbathe güne  banyosu yapmak
    • suspect şüphelenmek, sanık
    • teasing sataşmak, alay etmek
    • tell lie yalan söylemek
    • tense gergin, endişeli, stres içinde
    • tile döşemek, kiremit seramik, çini
    • torrent sel taşkınca akan su
    • torrential sel gibi  şiddetli yağan yağmur
    • troop kıta, birlik
    • truth gerçek
    • undeniable inkar edilemez
    • unlike den farklı,
    • victim kurban
    • violent sert, şiddetli, zorlu
    • wage ücret
    • warn uyarmak, ikaz etmek
    • wave at sb el sallama
    • wig peruk, azarlamak, haşlamak
    • worsen kötüleşmek, kötüleştirmek
    • abolitionist iptal etme taraftarı
    • abundance bereket, bolluk
    • accuse suçlamak, itham etmek
    • adolescence ergenlik çağı
    • adopt evlat edinmek, benimsemek
    • alike birbirine benzer, eşit bir  şekilde
    • assassinate suikast yapmak
    • auditorium toplantı salonu
Author
sonokta
ID
184246
Card Set
English Turkish 7
Description
English Turkish 6
Updated