-
mention
bahsetmek, söz etmek
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
swelling
şişkinlik, şişme
-
gently
nazik bir şekilde, hafifçe
-
-
bruise
çürük, ezik, yara, zedelemek, yaralanmak
-
catch fire
alev almak, tutuşmak
-
-
-
-
lottery ticket
piyango bileti
-
straight
düz, dosdoğru, doğru
-
pole (telephone pole)
direk
-
-
-
-
-
eventually=the end
sonunda, nihayet
-
certainly
elbette, kesinlikle, şüphesiz
-
cruise round
gemi gezisi turu
-
cruise
gemi gezisi, gezinmek
-
-
fire spread
yangın yayılması
-
-
-
-
remain
kalmak, durmak, geriye kalmak, aynen kalmak
-
-
rescue
kurtarmak, kurtarma
-
-
stamp
pul, posta pulu, damga pulu
-
-
-
memorabilia
hatırlanmaya değer şeyler
-
interest
ilgi, merak, ilgilendirmek, ilgisini cekmek
-
obsession
takıntı, saplantı
-
sadly
üzüntülü bir şekilde
-
-
dining experience
yemek deneyimi
-
experience
tecrübe, deneyim
-
-
-
visitor
ziyaretçi, misafir
-
belong
ait olmak, üyesi olmak
-
unfortunate
şanssız, talihsiz
-
-
-
president
başkan, cumhurbaşkanı
-
desperate
umutsuz, çaresiz, herşeyi göze almış
-
-
break out
çıkmak, patlak vermek
-
-
order
sipariş vermek, emretmek, sipariş, emir
-
-
approach
yaklaşma, yanaşma, yaklaşım
-
dreadful=terrible
korkunç, berbat, çok kötü
-
beg
beggar
dilenmek, yalvarmak
dilenci
-
afford
gücü yetmek, parası yetmek,
-
worn
yıpranmış, çok giyilmiş
|
|