-
burden
yük (load, responsibility)
-
so far
şimdiye kadar (up to now)
-
-
-
amend (ımend)
düzeltmek, değiştirmek
-
asset
kazanç, benefit
malvarlığı, mal
-
-
aggravate
worsen kötüleştirmek
-
wane (weyn)
- sönmek azalmak
- diminish, fade
his enthusiasm was waning fast
-
expansionary
- büyümeyi sağlayıcı büyütücü
- this budget will have an___affect on the economy
-
-
-
supplementary (saplimentri:)
ek (additional)
-
plunge
- fall, drop
- düşmek, azalmak(fiyat)
-
plunge into
bir işe dalmak, -e gömülmek
-
take the plunge
cesur bir adım atmak
-
-
out of temper
öfkeden deliye dönmüş
-
deteriorate (ditiriyıreyt)
kötüleşmek
-
commit
- bir suç vs işlemek
- söz vermek
- zorlamak mecbur etmek
- uzun vadeli bir ilişkşye karar vermek
-
submit (sıbmit)
- teslim etmek
- teslim olmak
- (kanun vs) uymak
- ifade vermek
-
-
-
to be made redundant
işten çıkarılmak
-
-
take over
- kontrolünü almak
- yerini almak, devralmak
-
undertake
- üstlenmek
- bir işe başlamak
- söz vermek
-
-
-
chamber
oda, kamara, yasama meclisi,
-
-
degrade
- disgrace, aşağılamak
- decay, bozmak
-
intuition (intyuşın)
instinct, sezgi
-
literal
kelimesi kelimesine
-
|
|